Teknoloji Transfer Ofisleri Hakkında Yargıtay Kararları
DAVA – 1

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15.02.2011 tarih ve 2009/317-2011/37 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin fizik mühendisi olup davalı firmalar yanında çalışmaya başlamadan önce geliştirdiği “Çöl Alanlarında Tarım Ürünlerinin Yetiştirilmesi” başlıklı buluş için davalı şirketlerin patent başvurusu yaptıklarını, davalılar ile müvekkili arasında yapılmış herhangi bir devir sözleşmesi bulunmadığını, davalı şirket tarafından TPE’ne başvuru aşamasında buluş sahibi olarak müvekkilinin belirtilmesine rağmen sonraki aşamalarda buluşun ………….. adına tescil işlemlerinin yapıldığını, müvekkilinin söz konusu buluşu davalı firmalar yanında çalışmaya başlamadan çok önce geliştirdiğini ileri sürerek, 551 sayılı KHK’nın 11, 12 ve 13. madde hükümleri uyarınca, müvekkilinin buluşunun kendisine patent verilmek üzere tescil ve ilân edilmesinin gerekmesine rağmen, TPE’nin yanıltılarak davalılarca gaspı ve satışa arzı nedeniyle davalı holding üzerinde olan dava konusu 2008/02412 sayılı ve “Çöl Alanlarında Tarım Ürünlerinin Yetiştirilmesi” başlıklı başvurunun davalı şirketler üzerinden alınarak müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı TPE vekili, davanın husumetten reddini istemiştir. Davalı şirketler vekili, tescil işlemlerinin henüz sonuçlanmadığını, dava konusu buluşun müvekkili şirketlerde gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda vücuda getirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ……………. A.Ş’nin 09.04.2008 tarihinde “Çöl Alanlarında Tarım Ürünlerinin Yetiştirilmesi” başlıklı 2008/02412 sayılı buluş için patent başvurusunda bulunduğu, buluşu yapan olarak davacı …………… gösterildiği, patent başvurusu yapma hakkının elde edilmesi ile ilgili beyanda “Hizmet İlişkisi” seçeneğinin işaretlendiği, araştırma ofisi olarak tercih edilen Avusturya Patent Ofisi’nce “başvurunun buluşu karakterize eden teknik özelliklerin yetersiz olmasının uzmana araştırma yapma olanağı vermediği” gerekçesiyle araştırma raporu düzenlenmeyeceğini bildirilmesi üzerine TPE tarafından bu yetersizliğin giderilmesi için başvuru sahibine 08.10.2009 tarihinde bildirim yapılmasına rağmen üç ay içinde bu eksiklik giderilmediğinden 551 sayılı KHK’nın 58. ve Yönetmeliğin 29. maddeleri hükmü uyarınca başvurunun reddedildiği ve bu durumun başvuru sahibi şirkete 13.10.2010 tarihli yazı ile bildirildiği, patent başvurusu davalı ………….. tarafından gerçekleştirilmiş olup “patent isteme hakkının başvuru sahibine ait olmadığı” hususu Enstitü nezdinde iddia edilemeyeceğinden davalı TPE ve başvuru ile ilgisi bulunmayan ……………………..A.Ş’ne pasif husumet düşmeyeceği, başvuru yargılama sırasında reddedildiğinden davanın konusuz kaldığı, olaya 551 sayılı KHK’nın 12/III-1. cümlesinde düzenlenen hükmün uygulanması düşünülebilirse de somut olayda başvuru TPE tarafından tümüyle reddedildiğinden, KHK’nın 66.maddesinde düzenlenen başvurunun geri çekilmesi “davalı tarafından davacıya zarar vermek kastıyla “geri çekilmesi” olarak anlaşıldığından somut olaya uygulanma olanağı bulunmadığı, davacı dava konusu buluşun “işçi buluşu” olmadığını, davacı taraf, davalı yanında çalışmaya başlamadan çok önce yapılmış buluşlar olduğunu iddia ettiğinden KHK’nın işçi buluşları için öngörülen 29. maddesindeki “başvurunun takibinden vazgeçilmesi halinde işçiye bildirim yükümlülüğü” kuralının işletilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı TPE ve davalı …………. A.Ş aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, davalı ……………….. A.Ş. aleyhine açılan davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin davalı TPE ve davalı …………………. A.Ş’ne yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davacı vekilinin davalı ………………….A.Ş’ye yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, davacı davalılardan ………………..A.Ş. tarafından işçi buluşu olarak nitelendirilerek ve davacıyı da buluş sahibi olarak göstermek suretiyle dava konusu 2008/02412 sayılı patent başvurusu yaptığını, oysa bu buluşun işçi buluşu olmayıp kendisinin bu şirkette çalışmaya başlamadan önce gerçekleştirdiği serbest buluş vasfında olması nedeniyle 551 sayılı KHK’nın 11., 12. ve 129. maddeleri uyarınca patent isteme hakkının gasp edildiğinden bahisle işbu davayı açmıştır. Mahkemece, dava konusu buluş başvurusunun araştırma raporu düzenlenmesi aşamasındaki eksikliklerin enstitü tarafından tanınan 3 aylık süre içerisinde başvuruyu yapan davalı şirket tarafından giderilmemesi nedeniyle 551 sayılı KHK’nın 58. ve Yönetmeliğin 25. maddesi uyarınca reddedilmesi sonucunda davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de ayn; KHK’nın 8. maddesinde buluşa patent verilmesini etkilemeyen açıklamalar düzenlenmiştir. Bu maddenin ( a ) ve ( b ) bendinde belirtilen hallerde gerçek buluş sahibi dışında bilginin açıklanması durumunda açıklama buluşun yenilik koşulunu ortadan kaldırmayacaktır. Bu bakımdan şayet davacının gerçek buluş sahibi olduğu ve patent isteme hakkının gasp edildiğinin belirlenmesi halinde her ne kadar dava konusu olan 2008/02412 sayılı patent başvurusu 551 sayılı KHK’nın 58. maddesi uyarınca TPE tarafından reddedilse dahi buluşun adına tescili için usulüne uygun yeni bir başvuru yapıldığı taktirde davacı başvurusu en azından KHK’nın 8. maddesi uyarınca sözü edilen dava konusu 2008/02412 sayılı başvurunun yenilik unsurunu ortadan kaldırdığı gerekçesiyle reddedilemeyecektir. Bu nedenle uyuşmazlık konusu patent başvurusu reddedilse dahi davacının işbu davada gerçek buluş sahibi olduğunu ve patent isteme hakkının gasp edildiğinin tespitini isteme hakkı vardır. O halde uyuşmazlık konusu patent başvurusunun işçi buluşu veya serbest buluş niteliğinde olup olmadığı buna göre de davacının patent isteme hakkının gasp edilip edilmediğinin tespitine karar verilmesi gerekirken kararda yazılı gerekçelerle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı TPE ve davalı ……. Teknoloji Geliştirme A.Ş’ne yönelik temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı……………A.Ş’ye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına ( BOZULMASINA ), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

DAVA – 2

İlgili Mevzuat : 5521 İŞ MAHKEMELERİ KANUNU ( Madde 1 )

ÖZÜ : TARAFLAR ARASINDAKİ ÇEKİŞME GELİR VERGİSİNİN KESİLMESİ KONUSUNDADIR. BU TÜR İHTİLAFLARIN ÇÖZÜM YERİNİN İDARE YARGI ( VERGİ MAHKEMESİ )’DIR. BUNUN SONUCU OLARAK MAHKEMECE GÖREVSİZLİK KARARI VERİLMESİ GEREKİRKEN YAZILI ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASI HATALIDIR.

DAVA : Davacı, haksız vergi kesintisi karşılığının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Taraflar arasındaki çekişme gelir vergisinin kesilmesi konusundadır. Bu tür ihtilafların çözüm yerinin İdare Yargı (vergi mahkemesi) ‘dır. Bunun sonucu olarak mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 3.11.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY : Taraflar arasındaki uyuşmazlık işverenin “…4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri yasasının 8. maddesinde yer alan ve bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve AR-GE personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri bölgenin kuruluş tarihinden itibaren 10 yıl süre ile her türlü vergiden muaftır. …” kuralına rağmen davacının 10 aylık ücretinden yaptığı kesintinin iadesi talebidir. Davacının iddiası ücretinin eksik ödendiği şeklindedir. Vergi kanunlarına göre yapılacak kesintiler işverenin görevi kapsamındadır. Vergi yasasını işveren hatalı uygulamışsa, eksik ödenen ücreti davacıya ödemekle sorumlu olup, işveren varsa uygulamasından dolayı vergi dairesine karşı talep hakkı mevcut olup, işverenin uygulamasından dolayı ücretini eksik alan davacıyı vergi dairesiyle muhatap kılmak mümkün olamaz. Nitekim mahkemede olayı bu şekilde yorumlamış olup, dava mahiyet itibarıyla ücretin eksik ödenmesinden kaynaklandığından görevli mahkeme iş mahkemesidir. Bu nedenle bozma kararına katılamıyorum.